Telefon
WhatsApp
Büyük Türk Tarihçisi: Zeki Velidi Togan

BÜYÜK TÜRK TARİHÇİSİ: ZEKİ VELİDİ TOGAN

Asıl adı: Ahmet Zeki Velidi TOGAN olup, 1890 yılında şimdiki Rusya Federasyonu’nun Başkırt Özerk Cumhuriyeti topraklarında İsterlitamak (İşimbay) kazasının Küzen köyünde doğmuştur. Zeki Velidi Arapça ve Farsçayı ailesinden öğrenmiştir ve eğitim hayatında da ailesinin rolü çok büyüktür. Gençlik yıllarında Tatar kökenli reformist İslam alimlerinin bazıları ile tanışarak onlardan etkilenmiştir. Daha sonra Rus âlimlerin Türk tarihiyle ilgili çalışmalarını takip etmiştir. 1917 Ekim İhtilali’nden sonra Başkırt halkının ihtiyaçlarını karşılamak üzere siyasete girdi ve Başkırt Özerk hükümetinin kurulmasına öncülük etti.

TOGAN’a göre, tarih, insanlığın toplumsal ve siyasal yapılar oluşturarak ilerlemesinde kişiler ve toplumlar tarafından yapılan eylemleri ve ortaya çıkan olayları inceler.Zeki Velidi, bir yandan mensubu bulunduğu Başkırt toplumunun meselelerine eğilirken diğer yandan Türk tarihine merak sarmıştır. Togan Türk Tarihi üzerinde yaptığı çalışmalarda ise büyük bir titizlik göstermiştir. Türkistan Tarihi konusu üzerinde yaptığı çalışmalarda ise büyük bir otorite kazanmayı başarmış ve bu alanda büyük bir isim haline gelmiştir. Türkiye’de modern manada ilk Türkistan tarihi araştırmalarını ve aynı zamanda ilk tarih metodolojisi çalışmalarını yapan kişi de hiç şüphesiz ki Zeki Velidi TOGAN’dır. Zeki Velidi TOGAN dar çerçeveyi (Tatarlık veya Müslümanlık) aşarak daha geniş bir Türklük anlayışını benimsemiştir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar incelendiğinde Zeki Velidi’nin fikri gelişimine etki eden tesirlerin ihmal edildiği göze çarpmaktadır. Tarihçi ve yazar olan Ahmet Kanlıdere, Togan’ın yetiştiği aile muhitinin onda bıraktığı etkiyi, ilk gençlik yıllarındaki temaslarını, bu yıllarda okuyup etkilendiği kitapları ve Rusya’da yazdığı eserlerini inceleyerek onun fikri evrelerini tespit etmeye çalışmıştır. Buna göre Zeki Velidi’nin Rusya’da ilk önce Tatar aydınların etkisiyle reformist İslamcı, Rus şarkiyatçılar muhiti-nin etkisiyle sosyalist, halkçı ve son olarak Bolşevik Devrimi’nin ilk yıllarında Türklük fikrine doğru bir fikri evrim geçirdiği söylenebilir. Togan’ın tarih ilmine yönelmesi 1911 yılından itibaren olmuştur.Rus Devrimi sırasında Türklük şuurunun daha da fazlalaşmasıyla Türk tarihine ağırlık vermiştir.

YETİŞTİĞİ ORTAM VE FİKRİ GELİŞİMİ

Hem anne hem de baba tarafından öğretmen bir aileden gelmesi, onun ilmî tekâmülünde önemli bir rol oynamıştır. 1902’den sonra dayısı Satlıkoğlu Habib Neccar’ın medresesine devam etmiş ve ardından 1906-1908 yılları arasında Kazan’a giderek Kasımiye Medresesi’ne girmiştir. Burada medrese dışında modern eğitim kurumlarının kurulmasını sağlayan ve “Dilde, fikirde, işte birlik” sloganıyla öne çıkan İsmail Gaspıralı’nın “Usûl-i Cedîd” hareketiyle tanışmıştır. Tabiki fikir hayatına katkıda bulunan unsurlar bunlarla sınırlı kalmamıştır. Kasımiye Medresesi’nde bulunduğu sıralarda Aşmarin ve düşünceleriyle onu etkileyen Hakas Türklerinden şarkiyatçı Prof. Nikolay F. Katanov’dan faydalanma imkânı bulmuştur. Baron Vik-tor von Rosen, W. Barthhold ve Macar Türkolog Vambery gibi bilim adamlarının da etkisi altında kaldığını hatıralarında kendisi de ifâde etmiştir.

Carullah, Rızaeddin b. Fahreddin ve Abdürreşid İbrahim gibi âlimlerle tanışmış, yetiştiği ortam sayesinde tanıdığı bu âlimler ve onların fikirleri, Togan’ın Rus egemenliği altında geri kalmış Türk topluluklarının kültürü, tarihi ve dili ile ilgili çalışmalara yönelişinde oldukça etkili olmuştur. Togan’ın ilmi olarak tanınması ise 1912 yılına dayanmaktadır. 1912 de Yayınladığı “Türk ve Tatar Tarihi” adlı eseri, onun çeşitli Türk topluluklarının aydınları arasındaki ününü artırmıştır Bu eser sayesinde birçok alimin övgüsünü elde etmiştir. Daha sonra Kazan Üniversitesi’nin Tarih ve Arkeoloji Cemiyeti’ne üye seçilmiş ve 1913’te bilimsel araştırma yapması için Fergana’ya; 1914’te ise St. Petersburg’daki Rusya Bilimler Akademisi tarafın-dan Buhara Hanlığı’na gönderilmiştir. Siyasi faaliyetleri Rusya İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte başlamıştır. Zeki Velidi TOGAN İdil boyunda Bolşeviklere karşı mücadele etmenin mümkün olmayacağını anlayınca, Türkistan’a geçmiştir. Burada bir yandan başında Enver Paşa’nın bulunduğu Basmacılar Hareketi’ne katılırken bir yandan da Türkistan Milli Birliği’ni kurarak faaliyetlerine devam etmiştir. 1922 yılının Ağustos ayında Enver Paşa’nın şehadeti üzerine Türkistan’da mücadele yürütmenin mümkün olmadığını görerek, Türkistan sorununu uluslararası alana taşıma gâyesiyle Avrupa’ya gitmeye karar vermiştir. Bir süre burada kaldıktan sonra yine Abdülkadir İnan ile birlikte Berlin’e geçmiştir. Togan burada hem Türkistan Milli Birliği’nin kongresini düzenlemiş hem de bilimsel araştırmalarına yoğunlaşmıştır.

MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI VE TÜRK BİRLİĞİ DÜŞÜNCESİ

Araştırmalarında Türkistan tarihine ağırlık veren Togan ve diğer aydınların ortak amacı sadece Türkistan’ı değil, bütün Türk dünyasını incelemek, Türk illerinin birbiriyle olan münasebetlerini öğrenmek ve böylece Türk memleketlerinin problemlerine çözüm bulmak olmuştur. Togan, Türkler arasında kültürel birliğin sağlanması gerektiğini düşünmektedir. “Türk” tanımı içinde, Türk dilinde konuşan ve hat-ta bazı durumlarda dilini unuttuğu halde milli şuurunu muhafaza edenleri de saymakta, bunlar arasındaki tam şuurlu kısmın Türkiye Türkleri olduğunu öne sürmektedir. Ona göre Türk milliyetçiliği tarihten gelen soy birliğini milleti teşkil eden unsurlardan sayıyorsa da diğerlerine üstünlük iddiasında bulunan antropolojik ırk prensibini hiçbir zaman kendi millî teşekkülünde müessir bir faktör olarak almamıştır. Bu görüşünü “Bugün dahî İngiliz, Arap, Zenci ve Çerkeslerden Türk harsına tereddütsüz ve nihaî olarak iltihak edenleri milletimiz kendisinden sayar.” şeklinde belirtmiştir. Togan’ın faaliyetlerini belirleyen temel ülküsü “Uluğ Türkistan” fikridir.

Zeki Velidi’nin Türkiye’ye geldikten sonra Türk Yurdu’nda yazmış olduğu makaleleri onun bu dönemdeki ilmî faaliyetlerinin anlaşılması bakımından önemlidir. Çünkü eserlerinde genel itibariyle işlediği fikirlerini aslında Türk Yurdu’ndaki yazılarından öğrenmek mümkündür. Bunlardan bazılarının Türk Ocağı’nda verdiği konferansların yazıya geçirilmiş hali olması, eserleri ve tarih görüşü hakkında kendi süzgecinden geçmiş bilgiyi okuyucuya sunmaktadır. Togan’ın Türk Yurdu’ndaki yazıları incelendiğinde onun birkaç mesele üzerine yoğunlaştığını görüyoruz. Bunlar; tarihçiliğin nasıl yapılacağı, Türklerin ilmi olarak uluslararası alanda öne çıkmaları gerektiği ve bilimsel toplantılara katılmanın önemi, Türkistan’da yaşanan problemlerin nasıl halledileceği meselesi, Türklerin birliği meselesi, Sovyetlerin genel siyasetleri ve yabancı ilim adamlarının eserlerinin takip edilmesinin önemidir. Zeki Velidi tarafsız olunması gerektiğine sık sık vurgu yapmıştır.

Togan, Tarihte Usûl adlı eserinde de söylediği gibi bir tarihçinin olayların tanzîm, tasnîf ve tenvîrinde tarafsız olması gerektiğini düşünmektedir. Bununla birlikte, Türklerin tarihte üç kıtada hüküm sürmelerinden dolayı, Türk tarihi araştırmalarının doğru bir şekilde yapılabilmesi için, bu kıtalarda yaygın bir şekilde konuşulan dillerin iyi bilinmesi gerektiğini savunmuştur. Onun bu düşüncesi laf da kalmamış, bizzat kendisi çok sayıda dil öğrenerek ve temel eserler yazarak bütün Türk Tarihçilere örnek olmuştur.





KAYNAKÇA
TOGAN,Ahmet Zeki Velidi TDV İslam Ansiklopedisi Türklüğün Mukeddaratı Üzerine (Zeki Velidi TOGAN) ZEKİ VELİDİ TOGAN’IN FİKRİ GELİŞİMİ, TÜRK BİRLİĞİ FİKRİ VE TÜRK YURDU’NDAKİ YAZILARINA GÖRE TARİHÇİLİĞİ (Dr. Serdar Oğuzhan Çaycıoğlu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Ankara Nöbetçi Eczaneler

E-Bülten Aboneliği